Matematik Sorusu
Matematik sinav sorusu / gercektir.
Lutfen sonuna kadar okuyun.
Soru, Istanbul Üniversitesi Isletme Fakültesinin Isletme Matematigi
kitabindan gerçek bir alintidir. Hiç dokunulmadan ve yorumsuz sekliyle
verilmistir:
Kitap Adi: Isletme Matematigi
Yazar: Prof. Dr. Müh. Yilmaz Tulunay
Sayfa: 173 Soru :
Amerika'ya lisansüstü çalismalar yapmak üzere giden Mehmet, iki kiz arkadas edinmistir. Bunlar Mary ve Nancy'dir. Mehmet'e göre;
a-) Mary olgun bir kizdir ve klasiklerden zevk almaktadir. Böyle bir yerde onunla 3 saat birlikte olmak 12 dolara mal olmaktadir. Diger taraftan Nancy daha çok popüler eglenceleri yeglemektedir. Onunla böyle bir yerde 3 saat birlikte olmanin maliyeti de 8 dolardir.
b-) Mehmet'in bütçesi gönül islerine ancak ayda 48 dolar ayirmasina olanak vermektedir.
Ayrica, derslerinin ve çalisma kosullarinin agir olusundan dolayi, kiz arkadaslarina en fazla ayda 18 saatliksüre ve 40.000 kalorilik enerji ayirabilmektedir.
c-) Mary ile her bulusmasinda 5.000 kalori enerji harcayan Mehmet,Nancy için bunun iki katini harcamaktadir. Eger Mehmet'in Mary ile bulusmaktan bekledigi mutlulugu 6 birim ve Nancy ile bulusmaktan bekledigi mutlulugun da 5 birim oldugunu biliyorsak, mutlulugunu maksimize etmek isteyen Mehmet'in sosyal yasamini nasil planlamasi gerekecektir?
Grafik ve cebirsel yoldan bulunuz.
BIR ÖGRENCININ CEVABI:
Sayin Hocam, Bu Mehmet serefsizi buradan Amerika'ya lisans üstü çalisma yapmaya gittide herifin s...nin derdi bize mi düstü? Biz burada tahsili birakip kariya, kiza dalsak bizi de böyle ballandira ballandira kitaplara yazarmisin? neyse geçelim sordugunuz sorunun cevabina;
a-) Bi kere bu Mehmet ibnesinde iki hatuna ayri ayri zaman harcayacak g.. de, para da yok, sikarrrr. Ayrica dünya piyasalarinda saati 100 dolardan açilip minimum 50 dolara kadar düsen tarifeler göz önüne alindiginda, 3 saati 12 dolarlik yada 3 saati 8 dolarlik karilardan hayir gelmez. Muhtemelen Mary 68, Nancy 79 yasindadir ve ikisinin de bugüne kadar yattiklarinin haddi hesabi yoktur.Bu durumda Mehmet'in hem vakit darligi, hem kadinlarin hali, hem de para yoklugu sebepleriyle bu iki orospuyla grup sexi yapmasi gerekir.
b) Mehmet'in bütçesi (bu gönül isi tabirini ben anlamadim)sevismek için ayda 48 dolara yetiyorsa zaten bu o.....çocugunun masturbasyon yapmasi daha uygun olur. Böylelikle iki ay para biriktirip bu çuvallarin yerine dogru dürüst bir kariya ziplar ve ayirdigi 40.000 kaloriyi hakkiyla harcar.
Ama siz bu cevabi kabul etmeyeceginiz için söyle cevap verelim; Mehmetin bütçesi 48 dolara yettigi için ancak grup sex yapilacagindan pazarlikla miktar iskontosu alinir ve bütçe rahatlatilir.Böylelikle ayda ayirdigi saati 3 saate bölersek 6 kez yapmis olur ve her sevismede 40.000/6= 6700 (yaklasik) kalori harcar. Bu hayvan bir seferde kesintisiz 3 saat ziplayabiliyorsa zaten Amerikada kalmasi ve buralara dönmemesi hepimiz için hayirli olur.
c-) Mehmet Mary ile her bulusmasinda 5.000 kalori harciyorsa yukaridaki hesaba göre Nancy'ye sadece 6.700 - 5.000 = 1.700 kalori kalir ki bu da Nancy gibi falafos >bir motoru sadece gidiklar. Bu durumda birinden 6, digerinden 5 >birim zevk alan Mehmet'in mutlulugunu maksimize etmesi için kendisini de birilerine d..dürmesi gerekir.
Sonuç olarak bu ise alisan Mehmet'in bundan sonraki sosyal yasantisini kasarli bir ibne olarak planlamasi gerekir. Bu sayede ayda 48 dolar tasarruf sagladigi gibi üste para da kazanarak bütçeyi de düzeltir.
Saygilarimi arz ederim
Mantık
Üniversite son sinif ögrencisi yazili sinavindan kalinca dogru hocasina gider..
-Siz beni sinifta birakarak hayata atilmami önlüyor ve cezalandiriyorsunuz.Isin bu yanini hiç düsündünüz mü?
-Tabii düsündüm.Hocanin görevi bilgiyi ölçmek,yeterli olmayani sinifta birakmak degil mi?
-Iyi.. O zaman size bir teklifim var. Bir soruda ben size soracagim.Dogru cevabi verirseniz, ben kötü notumu kabul edip sinifta kalacagim. Bilemezseniz,notumu düzeltecek ve sinifi geçirteceksiniz.
Hocanin keyfi yerinde..Teklifi kabul eder ve ögrenci sorar:
-Yasal olup, mantikli olmayan nedir? Mantikli olup, yasal olmayan nedir? Ve de ne mantikli ne de yasal olmayan nedir?
Hoca uzun uzun düsünür ama cevabi bulamaz.
Iddia geregi ögrencisine iyi not vererek sinifi geçirir.. Ama akli da soruda kalir..
Sonunda sinifin en iyi ögrencisini çagirir, olayi anlatir ve sorunun yanitini bilip bilmedigini sorar. Ögrenci hemen cevap verir:
-Siz 65 yasindasiniz ve 23 yasinda bir kadinla evlisiniz.Bu yasal ama mantikli degil.Karinizin 25 yasinda bir sevgilisi var. Bu mantikli ama yasal degil. Siz karinizin sevgilisini, zayif alip
sinifta kalmasi gerekirken iyi not verip mezun ediyorsunuz.Bu ise ne mantikli,ne de yasal.
Sabıkalı Futbolcu
Ünlü bir futbolcu karisini öldürmekle suçlanıyordu.. Futbolcu yakalanmıştı... Ama karisinin cesedi ortada yoktu.. Duruşma Amerikan filmlerindeki gibiydi.. Futbolcu sanık sandalyesinde oturuyordu.Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu
AVUKAT:"Sayın jüri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.. Buna az sonra sizler de inanacaksınız.. Neden mi? Bakin, simdi 1'den 10'a kadar sayacağım ve müvekkilimin Öldürdüğü iddia edilen karisi bu kapıdan içeri girecek.. 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10..."
Bütün jüri kapıya döndü... Kimse girmedi içeri.. Avukat bir savunma dehası idi; öldürücü hamlesini yaptı..
"Bakin, siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz.. Çünkü hepiniz içeri girecek diye kapıya baktınız..
İste kararı buna güvenmenizi talep ediyorum.."Jüri, ünlü futbolcuyu suçlu bulduğunu bildirdi ve dava bu şekilde sonuçlandı.. Mahkeme çıkısında avukat, bayan jüri başkanına yaklaştı:"10'a kadar saydığımda siz de diğer üyeler gibi kapıya bakmıştınız..Neden böyle bir karara imza attınız?" "Doğru" dedi jüri başkanı;"Ben de kapıya baktım, ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu...
Gerçek bir olay
Bu olay Kayseri’nin Bünyan ilçesi’nde yasanır.
Olay Alfred Hitchcock’un meşhur korku filmlerini bile çok gerilerde bırakacak kadar tüyler ürpertici.
Gece bindiğiniz otomobilde direksiyonda kimse yoksa ne yapardınız?
Kendisi Bünyanlı olmayan, politikayla uğraşmis ve halen Kayseri’de yaşayan işadamı, 22 Şubat 2005 tarihinde Bünyan sınırında, Kayseri Malatya kara yolu üzerinde, bir benzin istasyonuna girer.Lokantaya oturur ve orada kalabalık toplulukla
birlikte bir ufak rakı içer.
Yürüyüş mesafesindeki Bünyan’a gitmek için,lokantadan çıkar.
Ancak dışarısı hem zifiri karanlık hem de korkunç bir kar-tipi fırtınası başlamıştır. Benzin istasyonuna yaklaşık 300
metre mesafedeki, Bünyan’a dönüs yolu kenarına varır. Oradan geçen bir arabaya binip,Bünyan’a ulaşma derdindedir.
Fırtına daha da şiddetlenir. Adam bir-kaç adım ötesini bile görememektedir.
Gelip-geçen bir araba da yoktur.Nihayet karanlıklar içerisinde, hayalet gibi yavaş yavaş yaklaşan bir arabanın iki farını fark eder.
Arabanin, tam önünde yavaşlamasıyla birlikte hemen arka kapıyı açar ve arabaya biner. Kapıyı kapatır, araba yeniden hareket eder. İçeridekilere merhaba demek ister. Ama o da ne? Arabada kimse olmadığı gibi, direksiyonda da kimse yok. Birden paniğe kapılır.Korkuyla, hemen arabadan atlayıp, oradan koşarak uzaklaşmak ister ama hem araba hızlanmış, hem de korku ile dizleri bağlanmış,hareket edemez hale gelmiştir.
Araba keskin bir viraja doğru yaklaşır.
Adam dua etmeye baslar.Tüm günahları için tövbe eder. Arabayı durdurması için Allaha yalvarır. Tam bu esnada, pencereden bir el uzanır ve direksiyonu kıvırarak sert virajdan arabanın doğru yola dönmesini sağlar.
Her tehlikeli dönemece yaklaştıkça, Allah’a yalvarış ve yakarışı artar ve her seferinde de bir el dışarıdan uzanıp, direksiyonu çevirir.
Sonunda kendisini biraz toparlar, ayaklarını kımıldatır.”Ya Allah koru beni…” deyip, kapıyı açmasıyla birlikte, kendisini arabadan
dışarı fırlatır. Birkaç takla attıktan sonra, şarampolde kendisine gelir.Defalarca üç Kulfu-bir Elham okuyarak, Bünyan’a yürüyerek
ulaşır ve bir kahvehaneye girer.
üstübaşı ıslak ve şok haldedir.
Kendisini tanıyanlar hemen sobanın başına alırlar. Eline bir çay verirler.
Bir müddet sonra kendisine gelip, sesi titreyerek, başına gelen doğa üstü ve korkunç olayı anlatır.
Olayı dinleyenler inanmak istemeseler de, anlatan kişinin aklı başında ve toplumsal sorumluluk taşıyan bir pozisyonda olduğunu
bildiklerinden, herkeste derin bir sessizlik oluşur.
Yaklaşık yarım saat sonra, aynı kahvehaneye Koyunabdal Köyü’nden iki kişi girer.
Bir masaya oturur ve iki bardak çay söylerler.
Bu arada,gelenlerden birisi, diğerine şunları söyler
-Ahmet baksana, şu sobanın başında oturan gerizekalı, bizim araba yolda kalınca,biz arabayı iterken,
arabaya binip-sonrada arabadan kendini atan öküz değil mi?
Yurdum İnsanı
1. "Nerelisin ?" sorusuna cevap aldiktan sonra otomatikman "icinden mi?" diye sormak.
2. Amca, hala, dayi, teyze, gorumce, kayinco,eniste,elti,bacanak, kaynana, kayinpeder,baldiz, yenge, amcaoglu, halaoglu, dayioglu, vb. gibi akrabalik terimleri.
3. Gelin-Kaynana cekismesi.
4. Sigarayi çoraba veya kulak arkasina koymak.
5. Dugunlerde, eglencelerde, toplantilarda, vb. icip icip olay cikartmak.
6. Kurufasulye-pilav-cacik, at-avrat-silah,devlet-mafya-polis,
kavun-beyazpeynir-raki, metin-ali-feyyaz, karpuz-peynir-ekmek,
vb. gibi uclemeler.
7. Yuruyus veya dolasma esnasinda eline tesbih, değnek, sopa, vb. almak.
8. Yabanci dil ogrenirken once kufurleri ogrenmek, yabancilara Turkce ogretirken once kufurleri ogretmek.
9. Yolculuk esnasinda yanindakine "Yolculuk nere hemserim?" diye sorarak muhabbete baslamak.
10. Cirak-kalfa-usta iliskisi.
11. Buyuklerin yaninda sigara-icki icmemek, bacak bacak ustune atmamak.
12. Mektuplarda "buyuklerin ellerinden, kucuklerin gozlerinden" opup "kestane kebap, acele cevap" beklemek.
13. Kendini tanittiktan sonra diger yarismaci arkadaslara basarilar dilemek.
14. Japonlari kastederek "adamlar yapmis abi!" demek.
15. Ortaokul ve lisedeki ani-hatira defterlerine yazarken "bana kalbin kadar temiz bu sayfayi ayirdigin icin... " diye baslamak.
16. "Bizim askerdeyken bir cavus vardi..." diye baslayan askerlik anilari.
17. Utu utulemek, su sulamak, boya boyamak, uyku uyumak,
yangin yanmasi, olu olmesi, vb. gibi dumur yaratan deyimler.
18. "Geldiniz mi?" veya "Siz mi geldiniz?" gibi gereksiz sorular.
19. "Kim O?" sorusuna "Ben!" diye cevap vermek.
20. Telefonu acan kisiye kendini tanitmadan "orasi neresi?" veya "sen kimsin?" gibi sorular sormak.
21. Neredeyse herkese, herseye takma isim bulmak.
22. Misafir gelince hemen cay suyu koymak.
23. "Senin paran burda gecmez!" deyip karsidakinin eline sarilmak.
24. Paralari cuzdana veya cebe koyarken Ataturklerin ayni tarafa
gelmesine dikkat etmek.
25. Dugun, lokanta, vb. gibi yerlerde masalari birlestirerek oturmak.
26. Buyuklerin "Biz sizin yasinizdayken..." diye baslayan serzenisleri.
27. Dugunlerdeki taki merasimleri.
28. Otobus, ucak, hastane, vb. gibi cep telefonu kullanmanin yasak oldugu yerlerde gizli gizli cep telefonu ile konusmak.
29. "Hamili kart yakinimdir!."
30. Yuzsuzce rusvet istedikten sonra abartip "Helal et" demek (yasanmistir).
31. Bir ise basvururken muhtardan onayli ikametkah, fotograf, nufus cuzdani sureti, noterden onayli diploma fotokopisi, askerlik belgesi vb. gerekmesi.
Türklere Has Ölümler
01
Bir işçinin 600 tonluk press makinasının arasından emeklemek suretiyle geçerek
ucundaki 2450 santigratlik fırında sigarasını yakmaya çalışması.
(Karabük Demir Çelik Fabrikaları)
02
Traş olurken berberin “rahatlatır”güdümlü, boynu aniden sağa sola çevirme hareketi sonucu, boynun kırılması.
(Erzurum, Merkez Berber Salonu)
03
Mideye kaçan sineği öldürmek için ağza Sheltox sıkmak suretiyle ölüm.
(İstanbul/Sultanbeyli)
04
Elektrik direğine yaslanıp ayakkabısına kaçan taşı çıkartmak için ayağını silkelerken
elektrik çarptığını sanan yardımsever bir laz tarafından kafasına kurek, kalas vb vurularak ölmek.
(Rize, Ardesen Kasabasi,Tuncaköyü)
05
Denizcilik İŞletmesinin Gaziantep tankerinde geçen bir olay: Geminin üçüncü mühendisi kontrol için geminin buhar kazanına girer (kimseye haber vermemiştir). Daha sonra işgüzarin biri “niye bu kazan kapağı açık” der ve kapağı kapatır akabinde gemi sefere çıkar.
(Kocaeli/Dilovasi İskelesi)
06
Yolda mutlu mesut yürürken kafaya balkon düşmesi.
(İstanbul Dudullu’da)
07
Trafik kazasından yaralı olarak kurtarılıp, hastaneye kaldırılırken ambulansin
kaza yapması sonucu ölüm.
(Ülkemizin bir çok sehrinde sık rastlanan bir vaka)
08
Bir marangozhanede çalışan işçiler iş çıkışı üzerlerindeki talaşları kompresör ile temizlemektedirler. Bu arada arkadaşına yardımcı olan isçi Ali, şaka olsun
diye, Burhan’ın neticesine dogru hava tutar. Buna içerleyen Burhan, “Öyle şaka olmaz böyle olur” diyerek hava tabancasini alır ve Ali’nin makatına sokar.Bağırsakları patlayan Ali hastane yolunda Hakk-ın rahmetine kavuşur.
(İstanbul, Ayazağa Sanayi Sitesi)
09
Nüfus sayımı nedeniyle bomboş olan otoyolda bir sayım görevlisinin bariyerlere
girmesi sonucu ölümü.
(TEM otoyolu Gebze Mevkii)
10
Aynı iş yerinde biri gündüz bir gece vardiyasinda olmak üzere çalışmakta olan baba
oğuldan biri mobylette motor ile işe gitmekte diğeri ise bir başka mobylette ile eve dönmekte iken, yol üzerindeki sert bir virajda karşılasmaları ve birbirlerine selam vermek isterken çarpışıp beraberce ölmeleri.
(Konya,Meram Mahallesi)
11
Kafalar güzel bir halde TEM otoyolunda seyreden bir araçtaki beş kişinin; Süper FM’de çalmaya başlayan oynak bir şarkı sonrası aracı sağa çekmesi ve Otoyol da göbek atmaya başlamasi sonucu 3′ünün ölümü. Daha da ilginci üçüne de ayrı ayrı araçların çarpmış olması.
(Adapazari/Hendek)
12
Eskiden anlatılan bir lunapark vakası: Parkın 2 kafadar gece bekçisi, uçan sandelye midir nedir işte onu çalıştırıp bir güzel kurulmuşlar. Bekçilerin ikisi de bütün gece kusarak rahmetine kavuşmuşlar. (Göztepe Lunaparkı,1971, şimdilerde Göztepe Parkı’nın olduğu mevkii”)
Filler Üzerine
Her milletten öğrencilere hayvanlarla ilgili ödev vermişler ve ''Filler üzerine yazın'' demişler. Herkes birşey yazmış,
Fransızlar : Fillerde cinsel yaşam
Çinliler : Fil pişirmenin bin yolu
Etiyoplalılar : Bir fille bin kişi nasıl doyar?
İngilizler : Safaride fil avlama teknikleri
Almanlar : Filler ve fillerin Alman dil ve kültürüne etkileri
İranlılar : Filler çarşafa nasıl sokulur?
Amerikalılar : Daha büyük ve görkemli fil nasıl yetiştirilir?
Japonlar : Daha küçük ve daha ucuz fil nasıl yetiştirilir?
Yahudiler : Filler en pahalı ve en kârlı nasıl satılır?
Brezilyalılar : Fillerle karnavalda samba yapma metodları
Ve Türkler : Ne olacak bu fillerin hali?
Hortumlanan Halk Marşı
Bakma, dönmez şafak vakti yurttan kaçan o alçak
Dönmeyip Amerika'da, arlanmaksızın yaşayacak.
O benim milletimin hırsızıdır, yurdu soyacak,
Hortumladıkları benimdir, milletimindir ancak.
Çalma kurban olayım hepsini, ey hırslı çakal
Gariban halkımada bir pul, bırakacak kadar al
Olmaz sana götürdğün paralar sonra helal
Hakkını vermezsen burdaki ortaklarının behemal
Ben ezelden beri aç yaşadım, aç yaşarım
Hangi hükümet beni kurtaracakmış? Şaşarım
Kurumuş musluk gibiyim, ne akar ne taşarım
Yırtsam da birtarafımı, hiç görülmez başarım
BİLGİSAYAR SALAKLARI
Compaq "Press any key" komutunu "Press return key" şekline dönüştürmeyi düşünüyor. Neden? "Any" tuşu nerede sorusuna cevap vermekten baygınlık gelmiş.
Bir müşteri, üzerinde "toz koruyucu" olduğunda fareyi kullanmakta güçlük çektiğinden dert yanmış. Toz koruyucu dediğinin farenin plastik paketi olduğu ortaya çıkmış.
Disklerinin hatalı olduğunu savunan müşteriye "diskleri satıcıya yollayın" denmiş. Satıcının eline geçen mektuptan disklerin fotokopileri çıkmış.
Dell şirketinin bir müşterisi bilgisayarının faks çekememesinden şikayet etmiş. 40 dakikalık bir telefon görüşmesi sonucunda adamın kağıdı monitöre dayayıp "Gönder" tuşuna bastığı ortaya çıkmış.
Bir IBM müşterisi dökümanı yazıcıya aktaramadığından şikayet etmiş. "Bilgisayar yazıcıyı görüyor mu?" sorusuna karşılık "Ekranı yazıcıya doğru çevirdim ama hala görmüyor" cevabını vermiş.
Yeni aldığım bilgisayar çalışmıyor diye Dell firmasını arayan kadın sürekli "Ayak pedalına basıyorum basıyorum makinadan hiç ses gelmiyor" demiş. Ayak pedalı dediğinin fare oldugu ortaya çıkmış.
Novell Netware'in ünlü hikayesi:
NetWare: Buyrun SysOp.
Adam: Bilgisayarın kahve taşıyıcısı kırıldı. Garanti kapsamındayım, ne yapmam lazım ?
Netware : Kahve taşıyıcı mı ?
Adam: Evet bilgisayarın önündeki !
Netware: Pardon anlamakta güçlük şekiyorum. Bu kahve taşıyıcıyı nereden aldınız? Promosyon falan mı ? Üzerinde bir marka var mı ?
Adam: Bilgisayarla birlikte geldi. Promosyon olup olmadığını bilmiyorum. Üzerinde 4X yazıyor.
Bir IBM müşterisi : " İlk disketi sürdüm. İkincisini sürerken çok zorlandım. Üçüncüsü asla içeri girmiyor."
Bilgisayar Nasıl Bozulur
Bilgisayarınızı, direkt güneş ışığı alabilecek bir yerde kullanın. Yakınlarda kalorifer veya benzeri bir ısıtma cihazı da bulunursa iyi olur. Ortamın nemli olması, olaya ayrı bir anlam katacaktır.
)
Bilgisayarınız kilitlendiği zaman, ''reset'' tuşuyla filan uğraşmayın. Power tuşuyla kapatın ve birkaç saniye bile geçmeden hemen açın.
Elektrikler kesildiğinde, bilgisayarınızı kapatmayın. Elektrik geldiğinde yaşanacak ani voltaj değişiminin, monitörünüzde oluşturacağı görüntü ile sabit diskinizden gelecek garip seslerin senfonik uyumu size ilginç bile gelebilir.
)
Bilgisayar masanızı sabitlemeyin. Böylece her tuşa bastığınızda sallanan bilgisayar, size ''interaktif'' bir his verecektir.
))
Bilgisayarınızın kasasını, havalandırma delikleri kapanacak şekilde bir duvara yaslayın. Böylece işlemcinizin soğuması için gereken hava dolaşımını ve ısı kaybını önleyebilir, bilgisayarınızla ''sıcak'' ilişkiler kurabilirsiniz.
)))))
Bilgisayar monitörünüzde sabit bir görüntüyü saatlerce tutun. Böylece, monitörünüzün fosfor tabakasında oluşacak zedelenme sonucu, monitorünüz kapalı iken bile o görüntünün siluetini görebilirsiniz.
))
Bilgisayarınızın fişini topraksız bir prize takın. Aynı prizden diğer elektronik cihazların da güç sağlaması, bilgisayarınıza giden akımda hoş değişiklikler yapacaktır.
)
Küçük kardesinizin veya çocuğunuzun bilgisayarınızın disket sürücüsüne bozuk para ve benzeri şeyleri sokmasına aldırmayın. Bilgisayarınızın içinde birikecek bozuk paralar, ona tasarruf alışkanlığı, bilgisayar tamircinize de para kazandıracaktır.
))
Eğer modem kartı, ses kartı ve benzeri kartları çok sık takip çıkartıyorsanız, her seferinde bilgisayarınızın kasasındaki o vidaları açmak büyük dert haline gelebilir.
) Hele bir de yildiz tornavidaniz yoksa, bu iş bir eziyet halini alabilir. Bu kadar uğrasacağınıza, birakın bilgisayarınızın kasası sürekli açık kalsın. Annenize de söyleyin, sehpanın tozunu alırken bilgisayarınızın devrelerine de bir el atsın.
)))))
Tüm bunlari yaptığınız halde, bilgisayarınız hala çalışmakta ısrar ediyorsa, en etkili ve son çare olarak kaldiırıp pencereden atabilirsiniz.
)))